Sanallaştırma, bir bilgisayarın yazılım tabanlı veya sanal versiyonunun oluşturulduğu karmaşık bir süreçtir. Bu sanal makineye, kişisel cihazınız veya bir bulut sağlayıcısının veri merkezinde bulunan uzak bir sunucu gibi fiziksel bir ana bilgisayardan belirli CPU, bellek ve depolama bölümleri ayrılır.
Sanal Makine, genellikle görüntü olarak adlandırılan, fiziksel bir bilgisayar gibi işlev gören bir bilgisayar dosyasıdır. Bağımsız bir bilgi işlem ortamı olarak bir pencerede çalışır, çoğunlukla farklı bir işletim sistemini çalıştırmak veya kullanıcının tüm bilgisayar deneyimini yönetmek için kullanılır. Ayrıca sanal makine sistemin geri kalanından yalıtılmıştır; bu da sanal makine içindeki yazılımın ana bilgisayarın birincil işletim sistemine müdahale edemeyeceği anlamına gelir.
Yapay zeka ve diğer gelişen teknolojilerdeki ilerlemeler sayesinde sanal makinelerin dönüştürücü olma potansiyeli bulunuyor:
Sanal makineler, benzersiz esneklik, verimlilik ve güvenlik sunarak kuruluşlar için paha biçilmez varlıklar olduklarını kanıtladılar. Teknolojinin ilerlemesiyle birlikte sanal makineler, yapay zeka, uç bilişim ve kuantum bilişim gibi ortaya çıkan yeniliklerle sorunsuz bir şekilde entegre olacak şekilde gelişecek. Bu evrim, kaynak yönetimi, ölçeklenebilirlik ve sürdürülebilirlik alanlarında daha fazla iyileştirmeye yol açarak işletmelerin değişen taleplere uyum sağlamasını ve rekabetçi kalmasını sağlayacak.
Sanal makine teknolojisinin sürekli gelişimi, kuruluşların bunları inovasyonu yönlendirmek, üretkenliği artırmak ve stratejik hedeflerine ulaşmak için kullanabilecekleri bir gelecek vaat ediyor.
Azure mobil uygulamasını edinin 
